İslam inancına göre, İsra ve Miraç olayı, Peygamber Muhammed’in (s.a.v) Allah tarafından gerçekleştirilen özel bir yolculuğunu ifade eder. Bu olay, Kuran-ı Kerim’de İsra ve Miraç Suresi’nde kısmen anlatılmıştır.
İsra ve Miraç olayı, Peygamber Muhammed’in Mekke’den Mescid-i Haram’dan Kudüs’e (İsra), ardından da göğe yükseltilerek Allah’ın huzuruna kabul edilmesini (Miraç) içerir. Bu olay, Allah’ın peygamberine özel bir lütuf ve yüceltme anıdır.
İsra ve Miraç Suresi’nde şu ifadeler kullanılmaktadır:
“Geceleyin Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren O (Allah) ki, ayetlerimizi gösterelim diye kulunu muhakkak götüren, şüphesiz O her şeyi işiten ve görendir.” (İsra 17:1)
Bu ayet, İsra bölümünü ifade eder. Peygamber Muhammed, Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya özel bir gece seyahati yapmıştır.
Ardından gelen ayetlerde Miraç olayı anlatılmaktadır:
“Göz (gözünün değdiği) sapmadı ve (Peygamber) bir yalan söylemedi. Andolsun ki o, gördüğü ayetlerinden en büyüklerinden birisidir.” (İsra 17:3)
Bu ayetler, Miraç olayını ifade eder. Peygamber Muhammed, semavi alemleri aşarak Allah’ın huzuruna yükselmiş ve pek çok ilahi sırrı görmüştür.
İsra ve Miraç olayı, peygamberimizin Allah’ın huzuruna yükselerek aldığı emirler ve gördüğü manevi alemlerle dolu bir gecedir. Bu olay, peygamberin ümmetine yönelik sorumluluklarının arttığı, namazın farz kılınması gibi önemli olayları içerir. İslam dünyasında, bu olayın yıl dönemlerinde özel ibadetler ve dualarla anılması yaygındır.