Bir zamanlar, güzel ahlaklı ve Allah’a derin bir imanla bağlı bir adam yaşarmış. Bu adam, gününü ibadetle, sadaka vererek ve insanlara yardım ederek geçirirdi. Bir gün, bu adama rüyasında melek Cebrail göründü.
Cebrail: “Ey Allah’ın kulu, Allah seni cennete davet ediyor” dedi.
Adam sevinçle: “Elhamdülillah! Ne zaman oraya gideceğim?” diye sordu.
Cebrail, adamın elinden tutarak onu gökyüzüne doğru yükseltti. İkisi beraber cennete doğru uçarken, yolda bir engel çıktı. Bu engel, adamın dünyada affetmediği bir kişiydi. Melek Cebrail durdu ve adama, bu kişiyle arasındaki husumeti halletmesi gerektiğini söyledi.
Adam, şaşkın bir şekilde: “Affetmesi zor, ona çok kızgınım” dedi.
Cebrail, “Ancak sen affedersen, Allah da seni affeder” diye cevap verdi.
Adam, düşündükten sonra: “Evet, affediyorum” dedi.
Melek Cebrail, adamı tekrar alarak gökyüzüne doğru uçmaya devam etti. Ancak bir süre sonra başka bir engel çıktı. Bu sefer engel, dünyada haksızlık yaptığı bir kişiydi. Melek Cebrail durdu ve adama bu kişiyle olan meselesini halletmesi gerektiğini söyledi.
Adam, düşündükten sonra: “Evet, haklısın. Affediyorum” dedi.
Bunun üzerine Melek Cebrail, adamı tekrar alarak cennete doğru uçtu. Cennet kapıları açıldığında, içeri girdiklerinde adamı bir sürpriz bekliyordu. Allah’ın rahmeti ve cömertliğiyle dolu bu cennet, affettiği insanlar arasında dünyada yaşadığı sıkıntıları unutan adam için hazırlanmıştı.
Allah’ın sonsuz rahmeti, affediciliği ve insanlar arasında adaleti vurgulayan bu hikaye, affetmenin ve barışmanın önemini anlatır. Allah’ın affetme kudretine güvenmek ve bu nimeti başkalarına yaymak, cennetin kapılarını aralar.